Tarihçe 27 Haziran 2021, 15:49
GÜZELYURT (GELVERİ) TARİHÇESİ
Güzelyurt (Gelveri) İlçesi, İç Anadolu Bölgesi’nde Aksaray İli’ne bağlı şirin ve turistik bir ilçedir. En eski adı (Roma ve Bizans Döneminde) “Karballa” idi. Selçuklular zamanında “Gelveri” olarak değiştirilen ilçenin adı 1965 yılında şimdiki ismi olan Güzelyurt’a çevrilmiş ve 1989 yılında Aksaray’ın il oluşu ile birlikte ilçe olmuştur. İlçemiz Aksaray İli’ne 35 km., Niğde İli’ne 80 km. ve Nevşehir İli’ne 70 km. uzaklıktadır.
Güzelyurt (Gelveri)’taki yaşam hakkında ilk kesin bulgular Hristiyanlıkla beraber başlar. Ancak yörede bulunan obsidiyen ve çanak çömlek parçaları bize bu yörede yaşamın Paleolitik Çağ’da var olduğunu kanıtlar. Eski adı Karballa, daha sonraki adı Gelveri olan Güzelyurt, Paleolitik Çağ’dan beri insanlara yurt olmuştur. İlçe önemli bir Neolitik (M.Ö. 6500-5000) yerleşim merkezi üzerine kurulmuştur. Bu bölge Eti, Hitit, Pers, Kapadokya Krallığı, Eski Yunan, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı Medeniyetlerine beşiklik yapmıştır.
Hititlerin çok tanrılı dinlerinden sonra, bu yıllarda ateşe tapmayı ve Tanrıya inanışı birleştiren İpsistaryo Dini ortaya çıktı. Bu din, büyük toprak faaliyetleri arasında rağbet gördü. M.Ö. 17. y.y.’da bölge, Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı fakat kral gücündeki dinî liderlerin (rahipler) yönetimi M.S. 2 y.y.’a kadar azalarak da olsa devam etmiştir.
Bu sıralarda köle durumunda bulunan halk arasında St. Paul’un bölgeye getirdiği Hristiyanlık hızla yayılmaya başladı. Hıristiyanlık ilk yıllarda büyük tepki gördü. İmparatorluk tarafından resmi din olarak kabul edilinceye kadar bu dine inananlar, ilk zamanlar Güzelyurt ve çevresi, Ihlara Vadisi, Peristrema Vadisi, Soğanlı gibi yerlerde saklanmışlardır. Zaman içinde Hristiyanlık bu bölgede Pagan Dini ve Pers kökenli geleneklerden etkilenerek yeni bir anlayışa dönüştü. Zaten tarihin başlangıcından beri çok değişik kültür ve dinlerin geçişine sahne olan bölgede bu durum kaçınılmazdı. Güzelyurt’lu Gregorius Teologos ve Kayserili Basilus, birlikte ortaya koydukları fikirlerle zaman içinde Ortodoks mezhebinin kurucuları durumuna gelmişler, buna bağlı olarak da ilk manastır hayatı Güzelyurt’ta başlamıştır. İmparator Teodosius tarafından Güzelyurt’ta 385 yılında Gregorius Teologos adına bir de kilise yaptırılmıştır. Oğul Gregorius, 329 yılında ‘Arianzos’adı verilen çiflikte doğmuştur.
VIII. ve IX.yy. larda Müslüman Araplar Bizans üzerine yaptıkları akınlar sırasında Torosları, Kilikya Geçiti’nden aşarak Melendiz Ovası’na iniyorlardı. Arap yol haritalarında Güzelyurt (Qualuari), Melendiz Ovası’nda bir istasyon olarak gösterilir.
Roma’nın din üzerindeki baskısı, İkonoklast Akımı’nın başlamasına sebep olmuştur. Bu dönemde Aziz Gregorios’un ortaya koymuş olduğu dinî sistem o kadar kuvvetlidir ki bölge, bu hareketten yara almadan kurtulmuş ve İkonoklast Akım’a karşı olan Hristiyan din adamlarına sığınak olmuştur.
XII. yy.’da Anadolu’ya hakim olan Selçuklular, toprağı işlemeyi bilen Rumların göçünü önlemek için bazı imtiyazlar tanıdılar. Böylece Hristiyan ve Müslüman halk bir arada yaşamaya başladılar. Belisırma’da bulunan St. Georges (Kırk Damaltı) Kilisesi buna iyi bir örnektir. Burada bulunan freskde, bölgenin o dönemdeki beylerbeyi olan Basil Güyaüyakupos, Türk kıyafetleri içinde resmedilmiş ve freskin kitabesinde Sultan II. Mesut için ‘çok yüksek ve çok asil bir sultan’ olarak söz edilmektedir.
Güzelyurt, gelişmesini özellikle Nenezili (bugün bekarlar) din bilgini Aziz Gregorios Teologos’a (4. y.y.) borçludur. Kendisine Gelveri’yi merkez olarak seçen bu aziz, Hristiyanlığın Anadolu’da yayılmasını sağlamıştır. O dönemde manastır yaşantısının temelini atmıştır. İleri sürdüğü fikirler daha sonra Ortodoks mezhebini ortaya çıkarmıştır. İlçede ve Manastır Vadisi’nde Bizans ve Osmanlı döneminden kalma, kayalara oyulmuş elliye yakın kilise vardır. Ayrıca üç yer altı şehri ve bir kaya cami bulunmaktadır. Yarı kayadan oyma, cepheleri işlemeli, yaşları 100 ile 200 yıl arasında olan Gelveri evleri, Kapadokya mimarisinin en güzel örneklerini teşkil etmektedir. İlçede ve yakın çevresinde bulunan tarihî eserler, Kapadokya’nın genelindeki bütün özellikleri içerirler.
Güzelyurt İlçesi’nin ilk yerleşimi Aşağı Mahalle’deki Aya Gregorios Theologos Kilisesi çevresindeki kaya mekânlarda yerleşim alanında yer aldı. Sonraları kaya konutların ön kısmına tonoz örtü sistemiyle yapılar eklendi. Bunun sonucu önü yapı, arkası kaya oyma olan konutlar kullanılmaya başlandı. 19. ve 20. yüzyıllarda ise Yukarı Mahalle’de kaya oymalarına konutlar inşa edildi.
Yörenin manastır vadisinde çizgi boyamalarla süslenmiş az sayıda da olsa kaya konutlar bulunmaktadır. Buradaki kaya oymalarda ön cephe yaratılarak kabartma süslemelere yer verilmiş ve bir anıtsallık elde edilmeye çalışılmıştır. Bu gözlemlerin sonucu olarak Güzelyurt’taki kaya mekân ve kiliselerin çoğunluğunun ikona yasağının kalkmasından sonraki dönemde veya Selçuklular zamanında yapıldığını söylemek mümkün olur.
Mübadele ile Yunanistan’a giren Rumlar, Kaval yakınlarında “Nea Kalvari” adıyla yeni bir köy kurmuşlar ve Güzelyurt’taki kilisenin aynısını oraya inşa ederek, buradan götürdükleri kutsal eşyaların teşhir edildiği bir müze kurmuşlardır.. 1924 yılına kadar, ilçede Rum ve Türk nüfus bir arada yaşamışlardır. Büyük mübadelede Rumlar, Yunanistan’ın Kastorya ve Kozan köylerinden gelen Türkler oralardaki evlerini terk etmişlerdir. İlçede mübadele 1924 yılında yapılmış ve buradan ( Güzelyurt’tan) göç eden vatandaşlar Yunanistan’ın Kavala şehrine bağlı Nea Kalvari’ye yerleştirilmiştir.
Bugün göç edenler ve hâlâ hayatta kalanlarla onların çocukları ve torunları Güzelyurt’u ziyarete gelmekte ve bir bayram havasıyla karşılanmaktadır